Motivasyonumu Kaybettim

Çocukken bize ait olan bir eşyamız kaybolduğunda büyüklerimiz bizi avutmak için “şeytan aldı götürdü satamadan getirdi.” derlerdi. Hatırladınız değil mi?
İçimizde çocukluğumuzun güzel günlerine özlem uyandıran bu cümleyi kaybolan motivasyonumuzu bulmak için neden bir rehber olarak kullanmayalım ki?
Hep konuşur dururuz bu sihirli kelime üzerine. Peki nedir bu motivasyon? Motivasyon aslında bizim hayattaki tutkularımızı gerçekleştirmek için bizi harekete geçiren itici günümüzdür. Kimi zaman yoğun hissederken kimi zaman da kaybolduğunu düşünürüz.
Öncelikle motivasyonumuzun her daim en tepede olmasını beklemek kendimizi cezalandırmak anlamına gelir. Çünkü hiçbir duygu ve düşünce her zaman tepe değerde olmaz. Bunu kalp atışı gibi düşünebiliriz; inişli ve çıkışlıdır. Yüksek motivde olmamızın doğal olduğu kadar onu kaybettiğimizi düşünmemiz de sürecin bir parçasıdır. Bu durumlarda bize kaybettiğimizi düşündüren etkenin (nesne, kişi, olay, düşünce…) ne olduğunu bulmamız gerekiyor. Çünkü problemi çözmenin ilk adımı problemin ne olduğunu keşfetmektir. Sonrasında da soruna yönelik çözüm üretmeliyiz. Çalışma şeklini değiştirmek, dinlediğin müzik tarzına alternatif bulmak, ortam değişikliği…
Tüm bunları yaptıktan sonra iş içimizdeki hayat ışığımıza, kendimize ve hedefimize olan inancımıza kalıyor. Biz kendimize inanıp harekete geçmezsek şeytanın getirmesini beklemekten başka çaremiz kalmaz. Sizce şeytan getirir mi, bir düşünün derim.